Burton…
Modern snowboard sporunun yaratıcısı ve en inovatif markası.
Her ne kadar kulağa bir slogan gibi gelse de marka aslında oldukça alçak gönüllü.
Burton kendini bir spor markasından çok bir tavır, zihniyet ve kültür olarak tanımlıyor.
Burton markasını diğer snowboard markalarından ayıran en büyük atılım bundan yaklaşık 4 yıl önce şirket içerisinde sürdürülebilirlik departmanı kurmasıyla başladı. Burton, bu alanda farklı bir zihniyet yaratma uğraşına girdi.
https://youtu.be/olwxIwNpruc
Burton sürdürülebilirliği 3 başlık altında topladı; İnsanlarımız, Oyun Alanlarımız ve Ürünlerimiz.
Burton çalışanlarına birleşmiş milletler kuruluşu olan uluslararası çalışma örgütünün standartlarını sunmaktadır.
Protect our Winters örgütünün en büyük donörlerinden biri olan Burton, Oasis grubunun Don’t Look Back in Anger şarkısında dediği gibi devrime yatağından başlayanlardan. Çevreci bir üs gibi konumlanan Amerika’nın Vermont eyaletindeki şirket ana merkezi %100 yenilenebilir enerji ile çalışmaktadır. Tabi bu yaklaşımın şirketin tüm alanlarına nüfus etmesi en büyük amaçları arasında yer alıyor.
Asıl devrim ise üretim sürecinde yaşanıyor.
Bir kot pantolon üretmek için 2 bin litre su ve 2 binin üzerinde kimyasal madde kullanıldığının kaç kişi farkında?
Bu doğaya ve insana zararlı üretim sürecini baştan sona takip etmek tüm markalar için imkansız halde iken Burton, işte tam da bu noktada İsviçre merkezli Bluesign firmasıyla işbirliğine gitti.
Peki kimdir Bluesign?
2000 yılında kurulan Bluesign teknolojilerinin amacı tekstil endüstrisini bir düzene sokup, ortaya çıkardığı zararlı atıkların insana ve doğaya etkisini en aza indirgemektir. Bu bağlamda bluesign etiketine sahip olmak isteyen firmaların üretim süreçlerinde doğaya zararlı unsurlar yerine doğal kaynaklardan, temiz havadan, kirlenmemiş sudan, insana ve doğaya zararı olmayan kimyasal ürünlerden yararlanmaları gerekmektedir.
Burton bu sezon ürettiği tekstil ürünlerinin %80’inde bluesign sertifikasına sahip.
Ancak hedef büyük.
Burton önümüzdeki yıllarda tüm tekstil ürünlerinde bluesign sertifikasına sahip olmasını istiyor.
Oldukça maliyetli ve ek zaman isteyen süreçler olsa da marka bu konuda kararlı.