Triatlon spor dalında sayısız başarılara imza atan Fatih Topçu, “Kameram ile koşarak insanlara yarışın içindeki o deneyimi yaşatıyor ve insanları spora teşvik ediyorum” diyor. Ünlü Triatlet Fatih Topçu ile güzel bir söyleşi gerçekleştirdik.
Kimdir Fatih Topçu? Spora olan ilginiz ne zaman başladı ve nasıl harekete geçtiniz?
Fatih Topçu, dağcı, dalgıç, koşucu, bisikletçi, ultra maratonlar koşan, Ironman mesafesinde Triatlon yapan bir Triatlet ve bunları Asla Durma Youtube kanalında yayınlayan Youtuber’dır. İronman mesafesi deyince, bir yarışta 3.8 Kilometre yüzüp, 180 Kilometre bisiklete binip üzerine de 42 Kilometre maraton koşulan bir yarış. İlk olarak 2018 yılında yaptığım bu yarış öncesinde spor geçmişim de çok eskilere dayanmıyor. 2014 yılında bir Tedx konferansında izlediğim bir konuşma sonrasında spora başlama kararı aldım ve ilk yarışımı 2015 yılında Antalya’da yapılan Runatolia Maratonu ile gerçekleştirdim. Burada 3 saat 59 dakika da ilk maratonumu koştum ve Triatlon antrenmanlarına başladım. 2016 yılında da Türkiye Triatlon Federasyonun düzenlediği yarışlar sonucunda yaş grubumda Türkiye Şampiyonu oldum. İlk İronman yarışımı 2018 Yılında 10 saat 45 dakika ile Tallin’de gerçekleştirdim. Sonrasında da Ultra Maratonlar koşarak, dünyanın en büyük yarışlarından biri olan UTMB’nin OCC parkurunu 9 saatte koştum.
Bize biraz “Asla durma” projenizden bahseder misiniz?
Triatlona başladığımda, hiç Türkçe kaynak bulamamıştım ve tüm öğrendiklerimi yabancı kaynaklardan öğrenmiştim. Triatlona verilen ilginin artması ile bu eksikliği asladurma.com blogları ile kapatmayı düşündüm ve birkaç makale yazdım. Ama Türk halkı olarak okumayı çok sevmediğimizi gördüm. Ben de bunun üzerine 2016 yılının Nisan ayında bu yazdıklarımı, Asla Durma Youtube kanalı altında videolar halinde paylaşmaya karar verdim. Daha sonrasında da gittiğim yarışlardan görüntüleri de insanlarla paylaşmaya başladım. Kameram ile koşarak, yarışın içinden insanlara o deneyimi gösterdikçe, insanlar bunu çok sevdi. Hem bilgi hem de yarışlardaki eğlenceli ortamları insanların cep telefonuna, evlerine getirmek ve sonrasında o insanları da sahalarda görmek benim motivasyonumun artmasına sebep oldu.
2020 yılından bahsedersek, pandemi sürecinde nasıl bir programınız oldu ve 2021 yılı için nasıl bir planınız var?
Pandemi süreci başladığında, ilk 1 hafta gözlem yaptım. Ama sonrasında bir süre evlerde kapalı kalacağımızı anlayınca, antrenman programımı buna göre değiştirdim. Biz bazı antrenmanlarımızı, Trainer dediğimiz bir alet sayesinde evde de yapabiliyoruz. Onun sayesinde antrenman programımı bu tarz antrenmanlara çevirdim. Onun dışında yine evde kendi vücut ağırlığımı kullanarak yaptığım kuvvet antrenmanları ile de eksik bölgelerimi geliştirme imkânı buldum. Karantina döneminin biraz rahatlamasıyla da sabah erken saatlerde kalkıp koşu antrenmanlarımı yapmaya başladım.
Bu pandemi dönemi maalesef hedeflerimizi de değiştirdi. Dünya çapında tüm yarışların iptal olması bizi ciddi anlamda etkiledi. Yeni bir plan oluşturarak hedefimi Türkiye’nin en büyük yarışlarından biri olan ve Ekim ayında yapılmasını umduğumuz Salomon Cappadocia Ultra Trail’e çevirdim. Eğer bir hedefiniz varsa, zorluklara göğüs germek çok daha kolay oluyor. Umarım Ekim ayında bu yarışı koşabileceğiz. Önümüzdeki sene için de plan yapmayı biraz erteledim açıkçası. Önümüzdeki günlerde önümüzü daha net görebileceğiz.
Yaptığınız sporlar yüksek kondisyon gerektiriyor. Bunun için özel bir antrenman yapıyor musunuz?
Spora başladığım andan itibaren bir antrenör ile çalışmaya başladım. Üç sporun beraber yapıldığı Triatlon dalında, sakatlanmamak için bir antrenörle çalışmak şart. Profesyonel bir göz dışarıdan eksikleriniz çok iyi görebiliyor. Özel antrenman olarak da bolca patikalarda koşuyorum. Bu koşular hem koşu potansiyelimizi geliştiriyor hem de kuvvet antrenmanı olarak da sayılabiliyor.
Koşmaya başlayacaklar için tavsiyeleriniz neler olur ve sürekliliği getirecek motivasyon nasıl sağlanır?
Öncelikle mesafeleri hızlıca uzatmamalarını öneririm. 10 kilometre koşabiliyorsa bunu hızlıca 20 kilometreye çıkartmak yerine, 10 kilometre için daha rahat koşmak üzerine antrenman yapmalarını öneriyorum. Zamanla mesafeler artmaya başlayacaktır. Ayrıca antrenmanlarını kilometre bazlı değil, zaman bazlı yapmalarını öneririm. Yani bu sabah 10 kilometre koşacağım yerine, bu sabah 1 saat koşacağım cümlesi her zaman için planlamayı çok daha rahat yapmalarını sağlayacaktır.
Bir sporcu için ekipmanın önemi nedir ve Fatih Topçu ekipman seçerken nelere dikkat ediyor?
Ekipman seçimi, bu tarz sporlarda en önemli unsurlardan biridir. Bu sporları ne kadar kaliteli ekipmanla yaparsanız, yaşayabileceğiniz sakatlıkların önüne daha rahat geçebilirsiniz. Bu tarz sporlarda kaliteli ekipman kullanmak hayatınızı kurtarabilir. Mesela bisiklette alabileceğiniz en kaliteli kaskı almalısınız. Ya da koşuda ayakkabı seçimi çok önemlidir. Eğer koşacağınız zemine uygun olmayan bir ayakkabı seçerseniz, bu kısa zamanda sizin sakatlanmanıza yol açabilir.
Yaptığınız sporun temposu yüksek ve ciddi bir enerji açığı ortaya çıkıyor. Sürdürülebilirliği sağlayabilmek için nasıl bir beslenme planınız var?
Beslenme, Antrenman kadar önemli bir unsurdur. Vücudumuzu bir araç olarak düşünürsek besinler de bizim yakıtımızdır. Ne kadar kaliteli yakıt kullanırsak, aracı o kadar iyi çalıştırırız ve uzağa götürürüz.
Ben genel olarak paket ürün kullanmaktan kaçınıyorum. Antrenman öncesi karbonhidrat, sonrasında da kas yapımını hızlandırmak ve bir sonraki antrenmana vücudumuzu hazırlamak için protein ve az miktarda karbonhidrat ağırlıklı bir beslenme programım var. Bunların oranı da yaptığım antrenmanların yoğunluğu ile doğru orantılı olarak değişiyor.
Bunların dışında da antrenman sırasında, uzunluğa göre karbonhidrat alımına devam ediyorum. Terleme ile kaybettiğim minareleri de yine elektrolit kapsamlı sıvılarla yerine koyuyorum. Çok iyi antrenman yapsanız da beslenmeyi düzene sokamazsanız, iyi bir sonuç elde etmeniz neredeyse imkânsız.