“İnsanlar bana soruyor neden okyanus? Çok basit, çünkü dünyamız mavi.”
Yukarıdaki cümlede gizli aslında bütün hikâye… Deniz hukuku kariyerini bıraktıktan sonra kimsenin aklından geçmeyen denizlerde ve okyanuslarda kulaç atan öncü bir yüzücü kendisi.
Bir başka deyişle, vücudunun sınırlarını zorlayarak iklim değişikliğine dikkat çekmeye çalışan bir maceraperest.
Dünyamızın en soğuk sularında yüzen bir çevre aktivisti, kısaca “Okyanusların Avukatı” Lewis Pugh’ın hikâyesi bu.
7 denizde doğanın dostu
Deniz koruma alanlarına, özellikle denizlerdeki ulusal parklara ve yenilerinin oluşturulmasına dikkat çekmek için geliştirdiği proje kapsamında Roma döneminde antik dünyayı çevreleyen 7 denizde 10 kilometrelik yüzüşler yapan Pugh’ın projesinin ilk ayağı olarak Monako seçilir. Bu girişim ses getirir ve Prens Albert prensliğinin sınırlarında kalan denizin tamamını koruma alanı ilan eder.
Adriyatik Denizi’nin Dalmaçya kıyılarındaki antik kent Zadar’ın ev sahipliğinde yüzdüğü 10 kilometreyi, doğa fotoğrafları ile tanınan fotoğrafçı Kelvin Trautman eşliğinde yaptı. Bu, ekspedisyonun geniş kitlelere görsel olarak ulaşmasını sağladı.
Bir sonraki durak olan Ege Denizi için Yunanistan’ı seçen aktivist, gemilerin balast tankları nedeniyle taşınan başka bölgelere ait deniz canlılarının çokluğunu ve nehirlerle birlikte ne kadar çok çöpün denize ulaştığına dikkat çekmeyi amaçlar.
Karadeniz ve Boğaz’da gerçekleştirdiği bir diğer yüzüşte kendisine triatletler eşlik eder. Yine yük gemileriyle başka denizlerden gelen denizanalarının Karadeniz balıkları üzerindeki tehdidine dikkat çekti.
Kızıldeniz’de denizlerin yırtıcıları olan köpekbalıklarının deniz ekosistemi için önemini vurgular ve yüzgeç görürsek korkmamamız, sevinmemiz gerektiğine dikkat çeken Pugh, spotların, nesli tehdit altında olan deniz kaplumbağalarına çevrilmesini sağlar.
Kuzey Denizi’nden başlayıp Thames Nehri’ne devam eden bu 60 kilometrelik eforda İngiltere hükümetinin daha fazla önlem alması konusunda kamuoyu baskısı oluşturur.
5.200 metrede yüzmek
Asya’da iki milyar insanı etkileyecek olan eriyen buzullara dikkat çekmek için Everest’in meşhur Khumbu Buzulu yakınındaki erimiş buzların oluşturduğu gölde 1 kilometrelik bir yüzüş gerçekleştirir. Buzul 5.200 metre rakımdadır!
Bu deneyimi sonrası “O gölün orada olmaması gerekiyordu” sözleriyle iklim değişikliğine vurgu yapan Pugh, Himalayalardaki bu erimenin gelecekte dünyanın başını ağrıtacağına dikkat çeker.
Kuzey Kutbu ve buz gibi sular
Kuzey Kutbu’nda ilk uzun mesafe yüzen insan unvanına sahip olan Pugh, belgeseli de çekilen bu deneyimde bilimsel çalışmalar için de ilginç veriler toplanmasına ön ayak olur. Yaklaşık 30 kişilik bir ekiple başladığı bu hazırlıklardan sonra bir buzkıran gemisiyle kuzey kutbuna gider.
Toplam bir kilometrelik bir yüzüş için kıyıdaki buzların üzerine 100 metre arayla yerleştirilen bayraklarla işaretlemeler hazırlanır.
Birkaç gün önce yaptığı 5 dakikalık deneme yüzüşünde soğuktan ellerinde meydana gelen şişmeleri bir kenara bırakarak yüzmeye başlar. İnsan sınırlarını sadece fiziksel olarak değil zihinsel olarak da zorlayan bu denemede daha önce görselleme tekniğini kullanarak yüzer ve bu teknik başarısında etkili rol oynar.
Sıradan bir insanın vücut sıcaklığının 35 dereceye kadar düşmesi resmi olarak hipotermiye girildiğini ve vücudun hayati tehlike içinde olduğunu gösterirken, Pugh’un bu denemelerde ölçülen en düşük vücut sıcaklığının 33 derece olması, vücudun adaptasyon yeteneğine iyi bir örnek.
Bu ekstrem meydan okumalar için soğuk su dolu küvet, küçük havuz gibi yerlerde vakit geçirerek yaptığı antrenmanlarda Pugh, kutup noktasına doğru yol alırken günlük kalori alımını da oldukça artırır.
Eksi 1,7 derecede gerçekleştirdiği bu 1 kilometrelik epik yüzüş 18 dakika 50 saniyede biter.
Bir ilk olmanın yanı sıra gittikçe yok olan buzullar nedeniyle kutup ayılarına da dikkat çekmeyi başaran Pugh, 17 yaşındayken Mandela’nın hapis yattığı Robben Adası’na yüzme başarısından sonra çıtayı oldukça yukarı çeker.
Unvanı Birleşmiş Milletler’den: Okyanusların Efendisi
Antarktika’daki Ross Denizi’ni korumak için en güneydeki denizlerde gerçekleştirdiği, her biri 1 kilometre uzunluğundaki beş yüzme etkinliğinde su sıcaklığı 0 ila eksi 1,7 derece arasında ölçülür.
Birleşmiş Milletler’in “Okyanusların Efendisi” unvanını verdiği yüzücü Thames Nehri, Malawi Gölü gibi sularda da yüzer.
İnsan yerleşiminden yüzlerce kilometre uzakta olan bölgelerde bile plastik kirliliğinin oldukça yüksek olduğunu belirten Pugh, yüzde 70’i sularla kaplı bir gezegenin sularında yaşanan olumsuzluklara bugüne kadar dikkat çekti, bundan sonra da çekmeye devam edecek gibi.